Teşkilat I Mahsusa

Gayrinizami harp... Osmanli ve Cumhuriyet dönemi askeri tarihimizin en önemli kör noktalarindan... Teskilat-i Mahsusa ise gayrinizami harp tarihimizde müesses bir asama... Birçogumuzun gözünde tüm operasyonel ve istihbarî sahaya hakim ezoterik bir örgüt, bir bilinmezlikler yigini. Evet, birçok olayin Teskilat-i Mahsusa’nin olagandisiligini dogruladigi yadsinamaz. Yine de diger tarihi olaylarda oldugu gibi Teskilat-i Mahsusa’nin da gerçek insanlardan olusan gerçek bir geçmise, köseleri olan bir tarihsel maceraya isaret ettigini kabul etmemiz gerekiyor. Yeter ki örgüt ideolojik, estetik veya ahlaki kaygilarla degil konunun dogasindan kaynaklanan yanilticiliga karsi ihtiyatli bir sekilde, kaynaklar araciligiyla bizlere seslenen geçmisin pesinden giderek çalisilsin.

Teskilat-i Mahsusa ile ilgili en önemli kaynaklardan birinin, örgütle organik bagi bulunan Arif Cemil Denker oldugu her türlü tartismanin ötesindedir. Denker, erken Cumhuriyet döneminde, Teskilat-i Mahsusa’nin dogrudan devami sayilabilecek örgütlerin tarih sahnesinden silinmesinden yaklasik 10 sene sonra Teskilat-i Mahsusa hakkinda ilk tefrikayi kaleme almistir. Bu önemine binaen, ülkemizdeki gayrinizami harp tarihi çalismalarinin dogru bir mecrada seyretmesine yardimci olmayi ve bunlari herkes için erisilebilir kilmayi amaçlayarak hazirladigimiz Gizli Teskilatlar Serisi’ne Denker’in Umum-i Harp’te Teskilat-i Mahsusa adiyla kaleme aldigi tefrikasiyla basliyoruz.

Denker bu kritik çalismasinda, batida Ispanya’dan doguda Çin ve Endonezya’ya, kuzeyde Rusya’dan güneyde Sudan’a kadar oldukça genis bir operasyonel cografyada varlik gösteren Teskilat-i Mahsusa’nin Kafkasya ve Balkanlar’daki faaliyetlerine mercek tutmustur.

Askeri tarihçi yazar Erhan Çifci ise yayimlandigi dönemin sartlarinda gayet akici bir üslupla kaleme alinmis olsa da artik anlasilmasi zorlasan bu çalismayi titiz edisyonuyla çok daha anlasilir ve kullanisli bir hale getirmistir.

Teskilat-i Mahsusa: Kafkasya ve Balkanlar’da Operasyonlar adiyla yeniden piyasaya sundugumuz bu çalisma umut ediyoruz ki Arif Cemil’e literatürde hak ettigi sayginligi kazandiracaktir