Dogru bir biçimde kavranan refleksiyon belirlenimleri, o nedenle, özerkmis gib görünen varliklarin teolojiden miras alinmis olan ama bugün de hâlâ etkisini sürdüren kati düalitesini oldugu gibi, sey-lik ile analoji yoluyla olusturulan dolaysiz biçimde sabitlenmis nesnellik formlarinin, bu formlari birlestirip ayiran ve edimsel etkilesimlerini ifade eden salt iliskiler, bagintilar, vb. karsisinda bir tür ontolojik öncelige sahip oldugu yönündeki eski önyargiyi da yok etmektedir.
Toplumsal Varligin Ontolojisi’nin Hegel bölümünde yazdi bunlari Lukacs; 1960’li yillar boyunca kaleme aldigi binlerce sayfa ölümünden sonra ögrencileri tarafindan derlendiginde Marksist literatürün en verimli tartismalar ve bu tartismalarda ortaya çikmis sorulara ikna edici cevaplardan örülü muazzam bir kaynakti karsimizdaki. Zur Ontologie des gesellschaftlichen Seins, Hegel’in Dogru ve Yanlis Ontolojileri, Marx’in Temel Ontolojik Düsünceleri ve Emek baslikli üç bölümü seçilerek 1972 yilinda yayinlanmisti. Neo-pozitivist, varolusçu, mekanik materyalist ve Yeni-Kantçi ontolojilere yöneltmis oldugu güçlü ve diyalektigi merkeze alan polemiklerinin yer aldigi Neo-Pozitivizm ve Varolusçuluk, Nicolai Hartmann’in Hakiki Bir Ontolojiye Yönelisi bölümleri ile Toplumsal Varligin Emek disindaki Yeniden Üretim, Ideal ve Ideoloji ile Yabancilasma basliklarini da içeren tam basimi için Macarca’da 1976’yi, Almanca’da ise 1986’yi beklemek gerekecekti.
Tertium datur; nesne ve özne, yapi ve fail ya da doga ve toplum gibi varlik formlarini mutlak bir dualite içinde dikatomik olarak ele alan düsüncelere karsi üçüncü yol Lukacs’i anlamak için belki de en verimli ifadedir. Doganin nesnelligini analoji yoluyla topluma yansitarak diyalektigi insan dünyasinin doga-yasasi haline getiren görünüste ontolojik savlarin Marksizm içindeki yorumlari ile pozitivizmin ve neo-pozitivizmin, diyalektik olmayan, doga ve toplum yasalarini formca bir gören anlayislari yapinin (nesnenin, doganin) özne karsisindaki önceligini vurgulayan mekanik materyalizme yol açarken; Öznenin varolusunu ve bu varolusun belirli kategorilerini yapi karsisinda önceleyen, ontolojiyi epistemolojiye indirgeyen Varolusçu, Yeni-Kantçi savlar da idealizmin düalist ‘ontolojisinin’ öznelci biçimlerini üretmektedir. Toplum ve doganin birbirlerinin karsisindaki tözselligini vurgulayarak bunlardan birinin digerini belirledigine yönelik bir öncelik koyutlamasi ile çalisan bu ‘öznelci’ ve ‘nesnelci’ teorik pozisyonlar toplumsal varligin yapisini açiga çikaramaz. O halde toplum ve doganin birbiri karsisindaki degil birbiriyle iliskisinin kategorileri belirlenmek suretiyle üçüncü bir yol bulunmali ve Toplumsal Varligin Ontolojisi bu yeni yolda açiga çikarilmalidir.
Tertium daturun sonuçlari kiskirtici sorulara yol açar: daha önceden toplum karsisinda yasaliligi nedeniyle ideal olarak gözüken doganin, kapitalizmde ancak ve ancak toplumla dolayimlanmak suretiyle mi anlasilabilecegi bunlardan ilki ve temel olanidir. Hadi biz daha da kiskirticisini soralim; Lukacs’in karsi çiktigi bir pozisyondan, Klasik ve mekanik materyalizmin toplumu doga formunda yasalilik araciligiyla ele alan teorik konumu, kapitalizmin toplumu mantiksal olarak üzerinde islem yapilabilir bir doga ya dönüstürmesi ile maalesef bir geçerlilik kazanmamis midir?
Cebimizde bir çok soru; Lukacs’in önemi budur
Ersin Vedat Elgür
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade