Cinsellik üzerine bu felsefi arastirmanin baslica ugraklari Simone de Beauvoir, Hegel, Platon, Georges Bataille, Julia Kristeva, Elizabeth Grosz, Luce Irigaray, Jean-Luc Nancy ve Paul Ricoeur.
Birçok izlek var: Toplumsal cinsiyet, cinsiyet farkliligi, arzu, erotik deneyim, erotik iliski, eros etigi, ezilme, siddet, egemenlik, öznelik ve özerklik gibi. Kitap bu izlekler üzerinden feminist düsüncenin meselelerini felsefe tarihiyle iliskilendiriyor, feminist düsünürlerin bu tarihle nasil iliski kurduklarini arastiriyor ve feminizmin kavramlarinin altinda ne tür felsefi tartismalarin bulundugunu göstermeyi amaçliyor. Kadinlarin (ve ezilen bütün insanlarin) kurtulusunu hedefleyen her felsefi çabanin varacagi su soru: Nasil özerk özneler haline gelebiliriz, nasil mücadele edebiliriz?
Direnis, bir gücün karsisina ondan daha güçlü baska bir güçle çikmaktan ibaret degildir. Bedeni orantisiz bir siddetin hedefi olarak ortaya koyan bir kahramanlik da degildir. Direnis toplumsal baglar, iliskiler kurmaktir; kirilgan öznelerin birlikte güçlenme ve bir toplum insa etme sürecidir. Bu bakimdan direnis, feda etme veya kurban etmeyi mesrulastiran bir varolus biçimi olmamali, bir olus, bir yasam savunusu, bir hayatta kalma mücadelesi olabilmelidir. Dirayet bazi imkânlarin kapandigi yerde yeni bir yasam kurma gücüdür; hayatta kalma, rasyonel tartisma, dayanisma, dostluk ve zamanin sabridir.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade