Aglayarak gözlerimizi açtigimiz su kisacik hayatta, ne kadar da çok üzüldük öyle degil mi? Ne kadar çok seyi sorun edip günlerce uykusuz kaldik. Dilimizden hiç düsürmedik sitem sözcüklerini. Hep beni mi bulur bu dertler diye avazimiz çiktiginca bagirdik. Kapadik gözlerimizi ve yüregimizi, sükür kapisina hiç varamadik. Oysa bir kelebek ömrü kadardi yasamimiz. Sadece bir bahar görüp, çok uzak diyarlara göç edecektik. Bir daha degmeyecekti hüzün tasiyan rüzgârlar tenimize, bir daha aglamayacaktik. Ama olmadi, gerçegi göremedik. Önce kendimizi, sonra ölümsüzlügü kaybettik. Ebede giden kervanda bir yolcuyduk, yorulduk yolumuzu kaybettik. Simdi kayboldugumuz karanliklarda bir isik ariyoruz. Biliyorum çok yakiniz ama dokunamiyoruz. Öyleyse kaldiralim gözlerimizdeki perdeleri. Yosun tutmus taslari söküp atalim yüregimizden. Bir Musab olalim, korkusuzca yürüyelim karanliklarimiza, çikalim içine düstügümüz su derin kuyulardan. Bir Musab olalim. Mekke’nin çöllerinde güller açtiran o Sevgiliye siginalim. Elimizin tersiyle itelim tüm dünyayi bir tarafa, çöle dönmüs yüreklerimizdeki okyanusa ulasalim.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade