- -20%

Bize göre mesele, sık sık ileri sürüldüğü gibi, “usdışı olana payını vermek” değil, tam tersine belirsizliği ve bilmemeyi en aza indirmek; Marksizmi üçüncü bir yol ya da idealist bir hümanizm adına yadsımak değil, insanı Marksizm içinde yeniden ortaya çıkarmaktır.
Savaş sonrası Avrupa düşünce dünyasında devrim yaratan Jean-Paul Sartre’ın 1957 tarihli bu uzun denemesi, varoluşçuluk felsefesini Marksizmle uzlaştırma olasılıklarını sorguluyor. Varoluşçuluğun, yaşadığı çağın egemen felsefesi olarak gördüğü Marksizmi destekleyen, bu düşüncenin pratik izdüşümlerinin kısıtladığı bireysel özgürlüklere tepki olarak gelişen bir ideoloji olduğunu belirten Sartre, tüm aykırılıklara rağmen bu iki düşünce biçiminin tutarlı ve uyumlu olduğunu öne sürüyor.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade