Havuç Ağacı

Yediden yüz yetmis yediye, ayrim yapmaksizin her yastan ruhlar için yazmaya devam eden Hanzade Servi’nin kaleme aldigi Havuç Agaci, hem gülümsetmeyi hem de hüzünlendirmeyi basaran, film tadinda bir roman.

On yas ve üzeri okurlarini, zamansiz ayriliklarla sinanan kirilgan yasamlarin sirlarina ortak eden bu dokunakli hikâye, kardes iliskilerinin önemine deginerek aile olmanin gücünü hissettiriyor.

Tesadüf eseri yollari kesisen bambaska hayatlari olaganüstü incelikli bir kurguyla isleyen Havuç Agaci, gerçek dünyanin acimasizliginin üstesinden gelebilmek için dogal yasama dört elle sarilmayi ve düs dünyamizi dört mevsim yesil tutmayi ögütlüyor.

Yildiztepe ailesinin en küçük ferdi Mina, büyük kentten küçücük bir köy evine tasindiklari için çok mutlu görünse de, ünlü bir oyuncu olma hayaliyle yanip tutusan ablasi Efza, mutlulugu pembe yalanlarda ariyor. Ev sahiplerinin kilitli tuttugu odadan gelen tikirtilarin gizemi Mina’nin merakini her geçen gün daha da arttiriyor. Üstüne üstlük ünlü yönetmen Albatros Kayikçi yasadiklari köye gelip film çekmeye karar vermesi köydeki gerilimi ve gizemi doruk noktasina tirmandiriyor. Mina'nin babasi, boynundaki tilki kolyesini otuz üç yildir neden hiç çikarmiyor? Komsu çiftligin, bögürtlen ve oyuncak helikopter yüzünden iki yildir küs olan ikizleri hangi büyük sirrin yükünü omuzluyor. Tüm bu gizemleri hayal gücünü devreye sokarak açiga çikarmaksa, elbette ki Mina'ya kaliyor. Çünkü onun dünyasinda, her seyin bir çözümü var

Hayal kirikliklariyla, pismanliklarla, keskelerle geçen yasamlari hayata yeniden tutunmaya yüreklendiren Havuç Agaci, kosulsuz sevginin, inanmanin ve dayanismanin her zorlugun üstesinden gelebilecegini vurguluyor.

Mutlulugun; ‘Bir civcivin sarisi’ sarkisini söylemek ve dans eden mor sapkali timsahlari hayal etmek kadar basit oldugunu savunan kitap, önyargilari geride birakip, bütün okurlari havuçlarin yerde yetistigini bile bile havuç agaci çizmeye davet ediyor!

"Bir seyi seviyorsan, o sey yok diye aglamazsin. Kendin yaparsin."