Din Psikolojisi Bireysel Dindarlık Üzerine

Insanlik tarihine bir göz atildiginda, insanin su ya da bu sekilde bir din ile iliski içinde oldugu görülür. Bu iliski, bazen inanarak, bazen reddederek, bazen ilgi duyarak, bazen nefret ederek vs. sürüp gitmektedir. Ama inkâr edilemez bir gerçek var ki o da insanin dinden tamamen habersiz olmadigi ya da olamadigidir. Dolayisiyla din, insanin hayatini çesitli sekillerde etkileyen, yok sayilamaz, yaygin ve etkili bir sitemdir. Insanin inanç ve uygulamalari ise içinde yasadigi toplumu ve kültürü etkilemektedir. Bubaglamda zaman zaman dinin etkisinin azalmasindan, dünyevilesmenin yükselisinden söz edilse de son yillarda dine ilginin yogunlastigini söylemek çok büyük bir iddia olmaz. Kisacasi din insanla vardir ve onun hayatini çesitli zaman dilimlerinde, olumlu ya da olumsuz bir sekilde etkilemektedir. Böyle olunca din, geçici bir heves olmayip her zaman kendini hissettiren bir sistemdir. Bu sistem kendini hem toplumsal hayatta hem de bireysel yasamda gösterir. Bireysel hayatta sagladigi güdüleme toplumsal hayati da etkiler ve din hayatin içinden çikarilamaz. Bir baska açidan bakildiginda, bireyin hayatinda yer alan dinin onun duygu, düsünce ve davranislarini etkilemesi yadsinamaz bir durumdur. Din, özellikle insani isteklendirmede önemli bir etkendir. Tarihin belirli dönemlerinde din adamlarinin toplumu yönlendirmedeki etkisi, dinin insan ruhundaki dolayisiyla hayatindaki degerinden kaynaklanmaktadir.Dinler tarihinin sayfalari gözden geçirildiginde, insanligin çok farkli dinsel inanca ve onun tecrübelerine sahip oldugu görülmektedir. Bu inanç ve tecrübelerin çesitliligi dikkate alininca da basit, anlasilir ve eski bir ifadeyle “efradini cami agyarini mani” bir din tanim yapmanin güçlügü ile karsilasilmaktadir. Bununla birlikte bilim adamlari dini farkli biçimlerde tanimlamislardir.