İnsanlığı Ancak Sen Kurtarabilirsin

Insanligin kaderi bir bilgisayar oyununun ellerine düsünce...

41 kitaplik “Diskdünya” serisinin kült yazari Sör Terry Pratchett’in, hayal gücünün sinirlarini zorlayan “Johnny Maxwell” üçlemesi, gözden geçirilmis baskisi ve Mark Beech’in resimleriyle tekrar raflara geliyor.

Üçlemenin ilk halkasi Insanligi Ancak Sen Kurtarabilirsin, savas ve baris kavramlari üstüne düsündürürken, etik degerlerle örülü, çarpici bir öykü anlatiyor.

Gerçek olan oyunlarla ilgili kaleme alinan tüm kitaplar arasindan kolayca sivrilen bu eglenceli roman, bir yandan güldürüyor, bir yandan da ünlü bilimkurgu filmlerine ve tarihî olgulara atifta bulunarak okurun bilgi dagarcigini körüklüyor.

On iki yasinda, “siradan” bir çocuk olan Johnny Maxwell’in hayati son zamanlarda çeliskilerle doludur. Bir yandan ailesinin yasadigi sikintilar, diger yandan her gece televizyonda seyrettigi Körfez Savasi haberlerinin etkisiyle zihni bir hayli karisiktir. Tüm bu sikici olaylara ragmen, hayatini renklendiren tek seyse bilgisayar oyunlaridir. Günlerden bir gün Johnny’nin eline “Insanligi Ancak Sen Kurtarabilirsin” adli yeni bir bilgisayar oyunu ulasir ve olanlar olur. Çünkü oyundaki uzaylilar, Johnny ile iletisim kurmaya çalismakta, hatta ondan yardim istemektedir! Peki, her oyunda yok edilmeye programli bir uzayli filosu nasil olur da bir anda teslim olmaya karar vermistir? Yoksa artik savasmayi bir kenara birakip konusmanin, iletisim kurmanin, barismanin zamani midir?

Okurlarini bilgisayarin günlük yasamimiza tam olarak hükmetmedigi, Internet’in hayatimizi esir almadigi 90’li yillarin basina dogru gerçeküstü bir yolculuga çikaran Insanligi Ancak Sen Kurtarabilirsin, gerçekle kurgu arasinda gidip gelen bir dünyanin kapilarini aralayarak dogru ve yanlisi bastan asagi sorgulatan bir öykü anlatiyor.

Unutmayin; siz yapmazsaniz, Johnny yapmazsa, kim yapacak?

“Simdiye kadar, ‘gerçek olan oyun’larla ilgili çok hikâye okuduk. Ama Terry Pratchett’inki ciddiyetiyle de, mizahiyla da bu alanda kendine çok özel bir yer ayiriyor...”