Bir Intihar Üstüne Söylenti’deki öyküler, bir filmin bagimsiz fragmanlarini animsatiyor. Birbirinden uzaklastikça birbirine daha siki baglanan görünmez ipler, siradanmis gibi hikâyeleri, süreklilik içerisinde sade bir dille örüyor. Öykülerin hemen hepsindeki bosluk, olasilik, zaman ve rüya gibi mefhumlar Ilker Aslan’in metinlerinde ince ince isleniyor. Davet veya çagri degil. En alelade aninizda karsinizda beliren gölge, Bir Intihar Üstüne Söylenti.
Ama bütün bunlar birer rüya. Bölük pörçük. Sonra uyanacaksin. Zaman geçmis olacak. Günesli bir günde, bir deniz kenarinda, taslari üst üste dizerek kule yapacaksin. Kulen yükseldiginde, aksam olmus olacak. Deniz büyüyecek, kule yikilacak, dalgalar uzayacak. Yavas yavas döneceksin evine. Bir yolu son kez yürüyor olma ihtimalini düsüneceksin. Ya gerçekten öyleyse, diye soracaksin kendine. Bir minibüs duragindaki kalabaliga karisacaksin. Son kez dönüp yola bakmak isteyeceksin, yapmayacaksin. Çünkü zaten sonlara hiçbir zaman inanmadin.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade