Sakirpasa Havaalani?na giden yolun sag yanindaki çimler henüz biçilmisti. Taze çim kokusu içimi bir hos etti. Özlemisi kabartti. Yillardir çimlerin üstüne oturmus degildim. Hemen çimlerin ortasinda bulunan kauçuk agacinin gölgesine geçtim. Ayakkabilarimi çikardim. Destekli oturmak için de kollarimi ardima attim.Nisan ayinin son haftasinin içindeydik. Adanali için en yasanilir günler olur nisan, mayis günleri. Ikindi zamaniydi. Görülecek bir isim de yoktu. „Iyisi mi çim kokusunu cigerlerime çeke çeke oturayim, ilkbahari az da olsa yasayayim çimler üstünde. Apartmanda yasaya yasaya çimlere hasret kaldik? dedim kendi kendime. On metre kadar ötedeki kalin gövdeli, semsiye gölgeli kauçuk agacinin altinda da boy boy, renk renk bes sokak köpegi gipta ettirircesine hünerlerini, arkadasliklarini, dostluklarini sergilemekteydiler. Bazen keskin dislerini göstererek hirliyor, havlayarak birbirlerinin yüzlerini gözlerini tirmalamaya çalisiyorlardi sakaciktan. Bazen de birbirlerinin sirtlarindan atliyorlar, karsisindakinin sirtini yere getirmek için çabaliyorlardi. Anlasilan bes sokak köpegi iyi günlerindeydiler, birlikte olmanin dostça yasamanin tadini çikariyorlardi. „Keske bütün canlilar böyle dostça yasasa? diye geçirdim içimden.Çok geçmedi!Ak saçli, yasi yetmise yakin bugday tenli, dolgun kirmizi yanakli, orta boylu, sisman bir adam, üç dört adim ötemdeki agacin gölgesinde durdu.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade