Dip ya da gök neresi? Uçmak uçmaktir. Birkan Bayindir'in kurdugu öykü evreni göge yükselen ya da yeraltina çekilen sözcüklerin neseli ve enerjik diliyle sesleniyor okura. Yazarin kalemi duruyor, bakiyor, geziniyor. Kimi zaman da nefes nefese; kosuyor. Belki de bu nedenle sözcükler, bir agaca sirtini yaslamisçasina usul usul akiyor derken bir festivalin en eglenceli saatinde bulabiliyoruz kendimizi. Birkan Bayindir enerjik bir üslupla çikiyor okurun karsisina. Oyuncu, ancak oyun kurdugu kadar, oyunbozan ve yeni oyunlara davetiye çikaran diliyle okuru daha ilk anda yakalayan bir üslup bu. Müzik, insan iliskileri, imgeler… Bir de tümüyle tasraya dönüsmüs hayatlardan, sadece bir iz olarak kalmis geçmis algisinin siradanligindan, bir abluka gibi yasanan iliskilerden bir kaçis kapisi arayisi. Yeni bir baslangica isaret sayilabilecek yilbasinda gökten yagan seytan tüyleri, hayaller ve karlar düssel bir beyazlikta birbirine karisiyor. Anlatmak isteyen adam, marti heykelleri, hep ayni sarkilar, kaçamak, yeni bir renk; ornitorenk, anne ile çocuk arasinda sir. Ne çikar, düs torbamizin alti delikse? Yazar, yola dökülen düslerin de yerini buldugunu düsünüyor. Kalanlar için "olmasa da olur" hatta böylesi "ne iyi."Sonuçta hâlâ bir kalbimiz varsa, hepimiz düs kapanindan kaçan birer elma degil miyiz?
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade