Ama korku geri gelecekti, tiksinti de; kurtulus yoktu, bunu biliyordu. Kurtulus, yinelenecek korkudan korkmamakti. Ve Selma onu yeniden yoklayacak olan korkudan ürkmüyordu. Onu yasamasi ve asmasi gerekecekti. Yasam hâlâ dimdik, ödünsüz dikilen bir duvar gibiydi, bugün o duvarda bir kapi aralanmisti, hem dostluga hem aci ve tiksintiye dogru... Açilan kapidan içeri süzülmeli ya da duvari tirmanip asmaliydi. Baska umari yoktu. Korkma, kaçma, saklanma ve sakinma çemberini ne yapip edip kirmaliydi.
Kadinlarin acilarini içinde duyan, kalemi kadin olma bilinciyle bilenmis bir yazarin çesitli tarih ve cografya kesitlerinden örnekledigi kadin portreleri var bu kitapta. Kadinlarin iç dünyalari, sakli duygulari, erkeklerle ve birbirleriyle iliskilerinin içyüzü Erendiz Atasü'nün basat konularindan olmustur, her zaman. Birinci Dünya Savasi'nda isgal altindaki Trabzon'da Rabia, 1980'lerin baski altindaki Ankara'sinda acili bir aydin, bir akil hastanesinde hemsire olan Hülya ve digerleri… Insan olma onuruna tutunarak boyun egmeyen, var olma savasimi içindeki kadinlar…
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade