Yaraticiliginin dönüm noktasi olarak kabul edilen bu eserinde Çehov, Ukrayna bozkirindaki bir yolculugun hikâyesini dokuz yasinda bir çocugun gözünden anlatir. Egitimi için annesinden ayrilip dayisiyla birlikte yola koyulan Yegoruska capcanli bir dünyada bulur kendini. Bu yolculukta bütün hiyerarsisi ve âdetleriyle Rus toplumunun farkli katmanlarindan insanlarin; tüccarlarin, din adamlarinin, köylülerin, isçilerin ve arabacilarin arasina karisir. Bozkirda dogal akisinda sürüp giden yasamin çocugun duyulari ve duygulari üzerinde biraktigi etkiler, Çehov’un ustaca ete kemige büründürdügü belali Dimov’a karsi besledigi düsmanlik, dalgalanan ruh halleri sasirtici ölçüde gerçekçi bir üslupla aktarilir. Rus yasam biçiminin ve ruhunun canli imgelerini gözümüzün önüne getiren siirli bir dille tasvir edilen bozkir, renkleri, sesleri ve kokulariyla hikâyenin ana karakterlerinden biridir adeta. Üzerinde yolculuk eden insanlardan bagimsiz, kendi yasamini sürer, soluk alip verir. Çehov bozkirla insan varolusu arasindaki paralellikler araciligiyla dogayla insan arasinda simbiyotik bir iliski kurmustur.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade