Babamı Kim Öldürdü

Birtakim iç hesaplasmalar içindeki yazar uzun zaman sonra çocuklugunun geçtigi, küçük, çirkin bir Fransiz kentinde yasayan babasini ziyarete gider. Karsisinda bulduguysa, erkeklerin duygularini bastirmasi ve sert olmasi gerektigini savunan, bugün “toksik erkeklik” denen kültürün içine dogmus, kendisine rol model olan birçok erkek gibi erkenden okulu birakip isçiligi degismez bir kader gibi sirtlanarak fabrikalarda çalisip ellisinde yataga mahkûm olmus, zavalli bir adamdir.
Fransa’nin en etkili yazarlarindan biri kabul edilen Édouard Louis bu kisa ve çarpici metinde mevcut düzenin grotesk gerçekligini vurgularken, milyonlarca insanin hayatini etkileyip yöneten siyaset denen seyin, siyasetçiler için aslinda bir salon oyunundan baska bir sey olmadigini anlatiyor.

“Louis’nin bir yazar olarak en güçlü yani, olgulari kimi zaman takinti noktasina varacak kadar tutkulu bir sekilde hissetmesi ve hislerini nötrlemek yerine onlari arastirmaya açik, felsefi bir zihinle analiz etmesidir.”
Edmund White, The Guardian

#fransizedebiyati #isçisinifi #ataerki #aile #politika #siddet #irkçilik #homofobi #babaoguliliskisi