Pinar Ögünç kendi içinin mutfagina geçiyor, kivamli öyküler hazirliyor Zamani yakaliyor, anliyor, hünerli bir dille anlatiyor..
Fazla erkekler, fazlasini isteyen kadinlar, komsular... Plazalarin oksijen vakitleri, otobanlarin çiçekleri, ailelere mahsus adim sürüyüsleri... Gökyüzünden yagan kapilar, kendi bahçemizde biten beterotlari... Sehre inen ve zaten sehirdeki yabaniler... Büyüyen bir çukur, nükseden bir agri, yükselen bir alarm. Iyi, kötü, beter...
Beterotu, günümüz Türkiyesi’nin aslindan da fazlasini sunan fotograf kareleri. Muazzam bir gözlem heyecaninin süzgecinden geçen hikâyeler.
Hazirliksiz yakalandigimiz çok sey var, sevdigin biri bindigi trenden inmeyebiliyor, kaldirimda yürürken bir kamyon ezebiliyor, bekler misin, tepesine yildirim düsebiliyor. Bir bomba patliyor, öldürmeyecek kadar uzakta. Ya da evin yikiliyor, dümdüz, belki her seyin yaniyor. Ya da âsik oldugun insan birden hayatindan gidiyor, görünmez bir organin eksilmis, çok sevmenle kaliyorsun. Ya da bir cinayete tanik oluyorsun, önünde oluyor her sey, kan pembe degil, tam kan rengi Ölmüyorsun ama ayni da kalamiyorsun. O sabah bunlari hiç bilmeden yüzünü yikamissin, aynaya bakmissin.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade