SÜPERBEN
Esas mesele, esas süper güç, kafamizda kipirdanan, çakan,
parildayip duran gri hücrelerdi.
Güzeli, hepimizde vardi.
Kullanip kullanmamaksa…
31 Mart 2015.
Tüm Türkiye’de elektrikler bir anda kesildi.
Ülke saatler boyunca karanlikta kaldi.
Taze emekli Cengiz o mesum günü küçük bir kasabada idrak etti. Esiyle... Komsularla... Nur Abla’yla, Ishak Asimoglu’yla, Haci Veysel’le.
Süperkahraman olmak için bütün sartlar uygundu.
Ama dur, dur bir dakika...
Hep ayni sey, Cengiz. Düsün, tasin, gevezelik yap. Abuk sabuk
seyler düsünecegine önce bir bak bakalim, Süpermen misin
sahiden? Degil mi? Alt tarafi yerden havalandin daha.
Algan Sezgintüredi Vonnegut’u rehber ediniyor, Asimov’u, Le Guin’i, Wells’i sofraya oturtuyor, zamanin, gelecegin, geçmisin imkanlarini dille sorguluyor.
Sicim teorisi, paralel evrenler, kara delikler, klonlama, yapay zekadan sonraki adim, bilinç yaratma ve sonunda o bilince sahip makineler.
Schrödinger'in kedisi, omega bulutsusu, at nali Nebulasi, yedi kiz kardes.
Süperben, çagin soru ve sorunlarina kafa tutan taze bir roman, bir Türkçe sölen.
"Okunmasi zevkli, dili ahenkli, ritmi hem çok sevkli hem de pek cenkli, nazarlik mavisi renkli bir eser. Bayildim."
Sezgin Kaymaz
“Süphesiz sagligina kavusmak için doktor emriyle düzenli yürümeye baslayan orta yasli bir adamin süper kahraman olmasi sik rastlanan bir olay degil. Süperben de insanin karsisina siklikla çikabilecek bir roman degil. Hem de bunu her yerden süper kahramanlarla zombilerin fiskirdigi bir dünyada onlardan bahsederek basariyor. Bir edebi tür olarak bilimkurgu bir sayfiye kasabasina yerlesseydi ne olurdu? Islek kalemini polisiye romanlarindan tanidigimiz Algan Sezgintüredi, Süperben’de dünyanin delirmis haline ironiyi sakinmadan ama gizleyemedigi bir sefkatle kafa yoruyor.”
Özgür Mumcu
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade