Bir bakisi unutmak istedigimizde, büyük bir yitimi göze almak zorundayiz. Ancak böyle bir yitimin neden olacagi yikimin altindan kalkabilirse insanin yeni bir yasami olabilir ve insan bu yeni yasamina çok derin bir bilgiyle, kaybin bilgisiyle sahip olur.
Bir grup arkadas, dogayla uyumlu bir yasam arayisindaki Seref’in önderliginde, sehir hayatinin kargasasindan, toplumsal kaliplardan uzak yepyeni bir dünya yaratmaya koyulur. Erdemli ve özgür bir yasam pesindeki bu karakterlerin amaçladigi dünya, kötülükle, kargasayla, günlük dayatmalarla baglarini koparmis bir ada, bir tür cennet bahçesi olacaktir. Ancak karakterlerin yasadigi derin çeliskiler, böyle bir yasam biçiminin ne denli olanakli oldugu konusunda soru isaretlerine yol açar. Bir tek romanin anlaticisi Tebessüm bu derin çeliskilerin farkindadir. Çünkü insanlarin kolay kolay geçmislerini arkalarinda birakamadiklari, “unutma istegiyle dolanlarin, unutulmaya hiç de razi olmadiklari” sarsici gerçegini görebilmektedir.
Unutma ve hatirlama gibi hayati önemdeki kavramlari sorgulayan ve kent hayatindan, toplum kurallarindan uzakta, dogayla uyum içinde yeni bir yasam tasavvuru üzerine kurulu olan Unutma Bahçesi, kolay yanitlar vermeyi reddeden bir metin. Yayimlandigi 2004 senesinde Sedat Simavi Ödülü’ne deger görülen roman belki de en genel anlamiyla doga ile kültür arasindaki ikiligi ve bu ikiligin insanin derinlerinde yansiyan tezatlarini gözler önüne seriyor.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade