Dans Dans Dans

Bu dünya sandigimizdan daha kirilgan ve tekinsiz bir yer...

Adini bilmiyordum. Onunla aylarca birlikte yasadigim halde. Aslinda onunla ilgili gerçekte tek bir sey bile bilmiyordum. Pahali bir telekiz servisinde çalistigi disinda. Servis, üyelik sistemiyle hizmet veriyordu; kimligi belli düzgün müsteriler disinda kimseyi kabul etmiyordu. Bunun disinda baska isler de yapiyordu. Normal is saatlerinde küçük bir yayincida yari zamanli düzeltmenlik, ayrica yari zamanli kulak modelligi.

Özetle çok mesgul bir is yasami vardi. Bir adi vardi elbette. Aslinda birkaç ad kullaniyordu. Ama yine de bir adi yok gibiydi. Yagmur gibiydi, bir yerlerden çikip gelmis ve sonra ortadan kaybolmustu. Geride sadece hatirasi kalmisti.

Haruki Murakami’nin en sevilen romanlarindan biri olan Dans Dans Dans’la gizemli bir dünyanin kapilarini açiyoruz. Ortadan kaybolan çekici bir kadin... Yalnizligini anlamlandirma çabasi içindeki bir adam... Sezgileri gelismis siradisi küçük bir kiz... Müzik... Ve kült Murakami romanlarindan artik “tanisimiz” olan Koyun Adam da bu romandaki yol arkadaslarimiz.