Kraliçe Arı

KIMSE DÜNYAYA GERÇEK YÜZÜNÜ GÖSTERMEZ.

Kasaba halki Finn’e pek çok sekilde seslenirdi ama hiçbiri kendi ismi degildi. Küçükken ona Uzayli derlerdi. Saskin. Aysurat. Biraz büyüyünce Tatli Çocuk dediler. Yalnizgezer. Kardes. Ahbap.

Fakat ona nasil seslenirlerse seslensinler, sefkatli bir seslenis olurdu bu. Onu da herkes kadar iyi tanirlardi. Ihtiyar Charlie’nin, tavuklarini torun çocuklarina yegledigini ve kimi zaman evde kalmalarina izin verdigini (çocuklarin degil, tavuklarin) bildikleri gibi bilirlerdi onu. Cordero ailesinin buzdolabina dadanmaktan hoslanan hayaleti bildikleri gibi. Aricinin çirkin kizi Priscilla’nin tüm arilarinkinden sivri bir ignesi oldugunu bildikleri gibi. Kasabada insanlarin arkalarinda sadece hikâyelerini birakarak gittikleri, yok olduklari uçurumlarin bulundugunu bildikleri gibi.

Fakat sonunda Finn’in acayip yüz ifadelerinin, dikkat daginikliginin hakli bir nedeni oldugunu fark ettiler. Hiç kimsenin gözünün içine bakmamasinin hakli bir nedeni oldugunu.

Ne var ki o zaman çok geç olmus, en çok sevdikleri ve en az tanidiklari kiz gitmisti…

“Bakis açisinin nasil degisebilecegine dair bir öykü. Empati, farklilik ve sevdigimiz insanlari nasil gördügümüzle ilgili önemli sorular bilim, mitoloji, realizm ve sihrin rehberliginde cevap buluyor.”
The New York Times Book Review


Kraliçe ari hareketlerinden anlasilir. Daha özgüvenli yürür, plani olan bir kadin gibi. Zor bir isi vardir; besleyecegi bebekler, ilham verecegi isçiler, idare edecegi bir koloni. Onsuz bir koloni hayatta kalamaz.
Bone Gap sakinleri kasabalarinin takilip düsecekleri ya da sonsuza dek kaybolabilecekleri uçurumlarla dolu oldugunu bilir. Bu yüzden birdenbire ortaya çikan güzel Roza’nin yine birdenbire ortadan kaybolmasina kimse sasirmaz. Hem zaten bu Finn ile Sean kardeslerin ilk terk edilisi degildir. Insanlara baksa da onlari gerçekten göremeyen Finn, herkesin sevgisini kazanmis Roza’nin kendi istegiyle gitmediginden emindir. Yüzünü hatirlayamadigi tehlikeli bir adam tarafindan kaçirilmistir. Ama arastirmalar sonuç vermedigi için kimse ona inanmaz. Hayat iste. Kimi suçlayabilirsiniz ki?
Finn, Roza ve kasaba halkinin melankolik geçmislerinin, korkutucu bugünlerinin ve belirsiz geleceklerinin anlatildigi, Laura Ruby’nin ask ve kayip, sihir ve gizem, pismanlik ve affetme üzerine kurulu öyküsü dünyanin gördügü yüzümüzün aslinda gerçek kimligimizin küçücük bir parçasi bile olmadigini ortaya koyuyor…

“Ruby’nin romani tekrar tekrar okunmayi hak ediyor. Güçlü, güzel ve siradisi bir eser.”
School Library Journal

“Derin karakterleri, etkileyici dünyasi ve hikâyenin merkezinde yer alan sirla
büyüleyici bir roman.”
ALA Booklist