Camları Kırın Kuşlar Kurtulsun

Yilmaz Güney ve Fatos Güney aski farkli baglamlarda pek çok tartismanin konusu oldu. Nice zorluklara gögüs gererek serpilen, cezaevi, sürgün, ayrilik gibi çetin süreçlerle daha da güçlenip büyüyen bu destansi sevgi ilk kez tüm detaylari, tüm çiplakligiyla kâgida döküldü, bizzat Fatos Güney tarafindan.

Moda’da dogup büyümüs, burjuva kültürüyle yetismis ve kendi kozasindan çikmamis bir genç kizin hayatinin altüst olus hikâyesiyle basliyor Camlari Kirin Kuslar Kurtulsun. Bu bireysel degisim ülkenin siyasi tarihi ve politik sarsintilarla, Yilmaz Güney’in kendi yolunu bulma serüveniyle harmanlanarak essiz bir anlati olusturuyor. Fatos Güney bu kitapta bizlere birlikte mücadele etmenin, birlikte olgunlasmanin, birlikte direnmenin hikâyesini sunuyor. Camlari Kirin Kuslar Kurtulsun Yilmaz Güney ve Fatos Güney’in dillere pelesenk olan büyük askina, Türkiye politik sinemasina ve onun en özgün, öncü figürü olan Yilmaz Güney’in hayatina, darbeler tarihine; direnmeye, degistirmeye inanmis bir kusagin anlam dünyasina isik tutuyor. “…Fakat yilmamaliydim, sürdürmeliydim yazmayi çünkü biliyordum, hiçbir sey sonsuzlukta yok olup gitmek kadar aci olamazdi.

Yazmak, ölümden bir sey koparmakti!

(…) Geçmisin tüm birikimi, simdiki zamanin gerçekligiyle birlesecekti nihayet. Bu kez yeniden hatirlamanin, yeniden degerlendirmenin süzgecinden geçerek…”