Son dönemlerde, toplumsal yenilenmenin imkansizligi, yasami degistirmenin beyhudeligi duygusu Türkiye solunun üzerine çöreklenmis görünüyor. Ne yazik ki, umutsuzluk, çaresizlik, pusulasizlik asilayan, pratik mücadeleyi küçümseyen, "sinik" bir anlayis yayginlasiyor. Geçmise siginma, o sanli günlerde teselli arama egilimi de güçleniyor. Marx’in 11. tezinin irade beyani sayilabilecek, Avrupa Sol Partisi’nin "Evet, Avrupa’yi degistirebiliriz" sloganina kulak vermeye, yüksek sesle "Türkiye’yi de, Türkiye’yi de" diyebilmeye ihtiyacimiz var. Türkiye sosyalistleri silkinip ayaga kalkmak, kabugunu kirabilmek, kitlelere yeniden umut verebilmek için fikri bir yenilenmeye hazir olmali. Ama öncelikle kendine güvenini, sosyalizmin tarihsel misyonuna inancini tazeleyebilmeli. Bedbinligi, yenilmisligi, savrulmayi, "entelektüellik" sayan zihniyetten siyrilabilmeli."Hem esitlik, Hem Özgürlük", neo-liberal ekonomi politikalari ile savas ve isgalin iç içe geçtigi 2 yillik bir dönemin ürünü. Sistemin bizden bu insanlikdisi tasarima alismamizi, kaniksamamizi, yenilgiyi kabullenmemizi bekledigi bir konjonktürde kendi çapinda bir direnis çagrisi. Latin Amerika’da son dönemlerdeki sol dirilisle dillerde dolasan Shelley’in, "Derin bir uykudan uyandi aslanlar. Hem de maglup edilemeyecek kadar kalabalik" dizelerini bir gün bizim de hak edecegimiz umudunu canli tutma çabasi.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade