Türkiye İçin Sosyal Demokrasi Zorluklar Ve Fırsatlar

“Küresel çevre” ülkelerinde 1980’li ve 1990’li yillarda yasanan demokratiklesme ve pazar reformlari; iktisadi kalkinma, adalet ve iyi yönetim için büyük bir iyimserlik yaratmisti. Bu gelismeler birçok ülkede sosyal demokrat hareketlerin basarilari ile mümkün olmustur.
Demokratiklesme ve toplumsal vatandaslik uzun bir süredir Türkiye’nin de gündeminde. Ancak Türkiye’de toplumdan yükselen esitlik ve adalet taleplerine karsin sosyal demokrasi etkin bir toplumsal ve siyasal hareket haline gelemedi, gerekli olan örgütlenme ve politikalari hayata geçiremedi. Bu kitaptaki mülakatlar iste bu süreci, yani küresel çevre ülkelerinde sosyal demokrasi yükselirken yerinde sayan Türkiye sosyal demokrasisini sorguluyor.
Bu sorgulamanin Türkiye’de solu yeni bir kavramsallastirmaya ulastirmasi beklentimiz elinizdeki kitabi yayina hazirlamamamizin en önemli sebebidir

Kemal Dervis: “Gezi, CHP ve HDP birbirlerini tamamlayan, birbirlerine güç verebilecek potansiyeller.”
Ayse Bugra: “Ulusalcilari kaybedip Kürtleri kazanmak gibi bir denkleme inanmiyorum.”
Çaglar Keyder: “CHP, Hindistan’daki Kongre Partisi gibi çökebilir.”
Ercan Karakas: “Solda ideoloji yoksa parti de yok demektir.”
Gürsel Tekin: “Ne isimiz vardi bizim 28 Subat’ta?”
Melda Onur: “Reytingimiz kadar oyumuz olsa iktidar olurduk.”
Oguz Oyan: “Avrupali sosyal demokratlarla çikar birligimiz yok.”
Rusen Çakir: “CHP evdeki bulgurdan olmaktan korkuyor ama evde bulgur yok.”