Bu bir Türk destanidir. Yazdik, çünkü biz destansiz yapamayiz. Yazdik, çünkü kutlu geçmisimizden izler tasimaktadir. Bilmeli, anlamaliyiz.
Destanlari, en iyi, destanlarin asil sahibi, asil egemeni olan uluslarin kisileri anlar.
Bu kutlu destani da en iyi biz Türkler anlariz.
Destanlari hissetmek, ancak belli bir gücün yüklemesinde olur. O güç, ulusal güçtür. Destanlarin ne anlattigini, ne anlatmak istedigini, hangi çagin içinde, hangi Türk budunun özünde dogdugunu, nasil sekillendigini, nasil bezendigini, renklendigini ancak Türk ulusunun gerçek kisileri fark eder.
Destanlar, dilden dile anlatilarak gelmistir bugünlere.
Ilk dogumlari, ilk oluslari unutulmadan... Içinde yerlesmis bulunan gerçekliklerin yani sira, betimlemelere yüklenen abartilarla degerlenmislerdir. Özünde koca bir geçmis, yasananlarin imleri gizlidir. Destanlar, yasandiklari için kalici olmuslardir. Destanlara inanmak gerek! Güvenmek gerek! Destanlari bilmek, anlamak gerek!
Bir seyler olmustur.
Bu bir seyler gerçektir, yasanmistir.
Olmayanlar degildir anlatilanlar, olanlardir.
Hiç yoktan ortaya konulmamistir, dayanagi vardir.
Olan bir yapinin üzerine kurgulanmistir ne olmussa.
Türk'ü anlamak için Bozkurt Destani'ni bilmek gerekmektedir.
Türk'ü anlamak için Bozkurt Destani'nin vermek istedigi imleri iyi degerlendirmek gerekmektedir.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade