Bilinmezler karanlikta kaldikça, gizemli kalin giysilerle birlikte öyküleri sarar. Ardindan masalsi, destansi ögeler yüklenince anlami güçlenir. Daha da olmazlarin içinde daha da sak-lanarak asli nedir unutulur. Eger geride maddi bir seyler kaldiysa, tutunulasi bilgilerin geregi kaçinilmazdir. Bilinmezleri çok, bilineni az oldugunda, kim ne söylerse eger, aksi kanitlanma-dikça anlatilan dogru bellenir.
Dogrudan süphe etmenin nedeni budur çogu kez.
Dogru bilinen, dogru degilse…
“Gerçegi aramaktan baska yapilacak yok!”
Inançlarin tartisilmasinda yenik ya da galip olmadiginin farkindaydi iki taraf da. Her sey “Inandim!” karari ile tanimlanmisti. Burada karsilikli söz atisi ile yapilacak deneme bir nevi ta-nima ve anlama uygulamasiydi.
Bâtini iddialarini Sünni âlimlerin kabul etmesi mümkün degildi. Hasan Sabbah’in da inandiklarindan vazgeçmesi…
Bazi konular yüz yillardir tartisilmis, yazilmis, tenkit edilmis ya da iddia edilmis, kavga, savas nedeni olmus ancak bir ortak noktada bulusulamamisti.
Cennet…
“Bir cennet var ve inananlar için ebedi hayat orada!”
Alamut’ta onca zorluklara ragmen korudugu, durmadan genislettigi, her geçen gün yeni nebatat ekledigi…
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade