Soykirim iddialarina karsi özgün argümanlari olan kasabali Türkçü tarih ögretmeni bir gün dehset içinde Ermeni oldugunu ögrenir ve bu gerçegi kabullenemez.
Durumdan habersiz oglu Bozkurt ilk kez geldigi Istanbul’dan çok etkilenir. Buradaki degisim sürecinde babasindan hayli farkli fikirlere sahip Marksist bir sendikaci olan amcasi Cemal’i yaninda bulacaktir.
1980’lerde Turgut Özal’in yarattigi liberal umut döneminde kasabayla sehir arasindaki iliskiyi, insanlar arasindaki sosyal ve zihinsel farkliliklari ve buna karsilik farkli etnik kökenden olmalarina ragmen yasadiklari ruhsal benzerlikleri epik bir anlatimla ustaca aktariyor roman.
Fantastik ve mizahi nüveler de içeren Siriga’nin Üç Günü okura çok da aliskin olmadigi türden hem bir yakin tarih hikâyesi anlatiyor hem de “ikilem” olgusu üzerine adeta felsefi bir destan yaziyor.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade