Türkiye'de saglik ve sosyal güvenlik alanlari 1980 yilindan baslayarak neoliberal politikalarin yogun bir saldirisi ve dönüstürücü uygulamalari ile karsi karsiyadir. Saglik alanindaki neoliberal saldirilarin sonuncusu durumunda olan 2003 tarihli Saglikta Dönüsüm Programi, saglik sistemini sistematik ve bütüncül olarak neoliberal bir dönüsüme ugratmistir. Bu dönüsüm Saglik Bakanligi'nin görev ve yetkilerinden baslayarak, saglik hizmetlerinin her basamakta örgütlenmesini, finansmanini ve saglik emek gücü ile ilgili politikalari derinden etkilemistir. Birçok ülkede oldugu üzere Türkiye özelinde de uluslararasi örgütlerin reçeteleri ile gündeme gelen bu degisimlerin temel paradigmasi, saglik hizmeti sunumunun, finansmaninin ve saglik emek gücü istihdaminin devletin sorumlulugundan çikarilip mümkün oldugu ölçüde piyasanin ellerine birakilmasi olarak tanimlanabilir.
Türkiye'de sosyal güvenlik sisteminde yasanan neoliberal dönüsüm ise refah devletindeki dönüsüm paralelinde, bireysellik vurgusu ve kamunun rolünün daraltilmasina odakli olup, piyasalasmanin önünü açan uygulamalarla kendini göstermektedir. Emegin “emek gücü”ne dönüsümü araciligiyla metalasan insanin bu sefer de bedeninin her bir parçasinin metalasmasinin hikayesi yaziliyor saglik alaninda. Insanin yurdu olarak ortak mülkiyetine sahip oldugu dünyaya sermayenin el koymasindan sonra bu sefer de fiziksel varolusunun sürdürülebilirligi hakkinin nasil piyasalastirildigini göreceksiniz kitabin sayfalarinda.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade