Arkeologlarin ve paleoantropologlarin çalismalarini kullanarak fiziksel kalintilari yorumlamanin bizlere tarihöncesi perspektifler hakkinda nasil fikir verdigini inceleyen W.M. Spellman, ölümü farkli zaman dilimlerinde, farkli mekânlarda, farkli kültürlerde ele aliyor. Ölüm kavraminin tarihin akisi içindeki gelisimini hem dinsel hem de seküler-bilimsel yaklasimlara bakarak anlatiyor: Mezopotamya ile Misir’daki ölüm algisi nasildi? Antik Yunan ve Roma filozoflari ruh ve beden üzerine neler tartisti? Budizm, Hinduizm, Taoizm gibi inanç sistemleri ile semavi dinlerin ölüm, ölü bedenin akibeti ve ölümden sonra yasamin var olup olmadigina dair düsünceleri neydi? Intihar, ötenazi, uzun yasam ve yasam kalitesi gibi çagdas tartismalar bugün bize ne söylüyor?
Ölümün Kisa Bir Tarihi, insanligin ilk günlerinden bu yana kendi ölümlülügümüz ve onun olasi sonraki yasam formlarina karsi duygu ve tutumlarimiz hakkinda genis bir perspektif sunuyor.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade