Tarih alani, dört basi mamur bir gerçeklik alanidir. Her gerçeklik alani gibi, o da sadece kendisine karsi bir vaziyet alinmasini degil, ayni zamanda özgün yapisina ve tabiatina uygun bir vaziyet alinmasini gerektirir ve bunu layikiyla hak eder. Ayni sekilde, uygun bir vaziyet alisin gerçeklestirilebilmesi için burada da uyulmasi gereken kurallar ve adeta “tarih ile muamelede bulunmanin âdâb-i muâsereti” veya “edeb” i diyebilecegimiz bir ilkeler seti söz konusudur. Bunun için tarihin anlam ve önemi konusunda esyanin tabiatina uygun ve saglam bir bilince, bunun için de tarih ile saglikli bir yüzlesmeye, açik fikirli ve açik yürekli bir hesaplasmaya ihtiyaç vardir.
Bu ihtiyacin, içinde yasadigimiz toplum için çok daha mübrem bir ihtiyaca tekabül ettigi söylenebilir. Tarih karsisinda uygun ve makul bir tavir gelistirememek ve sergileyememek, bir zamandan beri toplumsal zaaflarimizin en problemli örneklerinden birini teskil etmektedir. Israrla belirtilmelidir ki, halen bogusmakta oldugumuz, toplumsal enerji ve kaynaklarimizi tüketen ve bazen çözüm yolu yokmus gibi görünen birçok problemin kaynaginda bu hayatî zaaf yatmaktadir.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade