Asi Irmagi’nin kiyisinda durup suyun akisini izledim.“Asi’nin kiyisinda bir ahsap evde dogurdum seni“ derdi annem. Irmaklara düskünlügüm ve kendi çapimda bir “asi“ olusum, bundan kaynaklansa gerek. Öykünün gerisini kimi zaman annem, kiminde anneannem, kiminde ise ikisi birden anlatirdi. Anneannemin sesi çok uzaklardan, geçmis yillardan çikip geldi; bir kez daha anlatmaya basladi: “Dogar dogmaz seni kapip kucagima almisim... ’Çocugu nereye götürüyorsun anam?! Daha göbegi kesilmedi!’ diye bagirdi ebe kadin...“ Anneannem her zaman oldugu gibi gülüyordu; kahkahasi hâlâ kulaklarimda. Ailenin ilk torunuyum. Sabirsizlikla beni kapip kucaklamasinin nedeni budur herhalde. Ilkokul üçüncü siniftan beri yollarda, yatili okullarda, daha sonra ise atanmalarla belirlenmis kisitli bir yasamin içinde, ömrümü çok uzaklarda geçirmek zorunda kalmis olmama karsin, memleketime, dogdugum topraga askla baglanmisligim bundan olmali: Göbekbagim simdi bile üzerimde; uzantilari yüregimde, bilincimde. Ebemin sesi kulaklarimda: “Nereye gidiyorsun oglum? Göbegini kesmedim! Dur biraz, acele etme!“ Belli belirsiz gülümsemelerle ilerliyorum kalabaligin içinde. Acelem yok. Buradayim. Iste yine uzaklardan, topragima dönüp geldim. Agir agir akiyor Asi Irmagi’nin koyu isikli suyu; ben buradayim, kiyisindayim. Ama o eski Roma Köprüsü nerede? Hangi eblehligin, geri zekâliligin kurbani oldu da simdiki “köprü“ adindaki tuhaf, demir ve asfalt yiginindan olusmus geçis yolu onun, o görkemli tas köprünün yerini alabildi? Roma Köprüsü yerinde dursaydi, onu yayalar kullansaydi; az ötesine de bu demir ve asfalt yigini konsaydi olmaz miydi? Bunu düsünmek ve uygulamak çok mu zekâ gerektiriyordu? Hayir, gerektirmezdi. Iyi niyetli davranilsa, tarihe, insanliga ve geçmis uygarliklara saygi duyulsa yeterdi.(Tanitim Yazisindan)
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade