Beslenme Kültürü Ve İnsan

Hiçbir bitkisel ya da hayvansal ürün tek basina insan vücudu için mucize yaratici bir etkiye sahip degildir. Her besinin kendine göre az ya da çok yararlari bulunur. Kansere karsi koruyucu özelligi oldugu, kolesterolümüzü düsürdügü, kan sekerimizi düzenledigi, kalp ve damar hastaliklarina yakalanmamizi önledigi, fazla kilolarimizi atmamiza yardimci oldugu ya da uzun yasamamiza katkida bulundugu savunulan bazi besinlerin uzun süreli kürünü uygulayip onlardan mucize beklenilmemelidir. Saglikli kalmak istiyorsak, dozunu kaçirmamak kaydiyla her seyden yemeliyiz.

Çevremize söyle bakalim; doga bize binbir lezzette ve çesitte mineral, vitamin, protein, karbonhidrat, yag ve daha birçok faydali unsurlar içeren besinler sunmaktadir. Bunlari ölçülü ve dengeli biçimde tükettigimiz takdirde saglikli bir yasam sürmemiz her zaman mümkündür.

Iyi bir diyet, neyi ne ölçüde ve ne zaman yedigimiz kadar, neyi yemememiz gerektigine de baglidir. Ögünler arasinda durmadan atistirmamaliyiz. Sofraya hangi vakitte oturdugumuz kadar, sofrada ne yedigimiz de önemlidir. Devamli yemek yeme, gece gündüz demeden araliksiz bir seyler atistirma insan türü için hiç uygun olmayan bir beslenme seklidir; metabolizma faaliyetlerimizi bozar ve obeziteye davetiye çikarir.

“Nerede hareket orada bereket” özdeyisinde oldugu gibi bir de düzenli hareket etmeli, uzun yürüyüsler yapmali, yasimiza ve sagligimiza uygun tarzda olmak kosuluyla atlamali, ziplamali ve kosmaliyiz. Tarihöncesi atalarimizin tas devrinde yüzbinlerce yil böyle bir hayat tarzina sahip oldugunu unutmamaliyiz. Ancak onlarin yasam tarzini çoktan birakmisiz, onlar gibi avlanmak için dere tepe demeden kosmuyoruz. Sonuç ortada; yerlesik yasam biçimimiz yavas yavas, sessiz sessiz bizi öldürüyor. Insan soyu tarihöncesi çagda yüz binlerce yil açlik-kitlik kosullariyla daha kolay basedebilecek sekilde bir dogal ayiklanma sürecinden geçti; dolayisiyla bu kritik dönemlerde yaglari bedenlerinde yedek enerji deposu olarak biriktirmeye en yatkin bireyler ayakta kalabildi. O halde, kilo alma yatkinligimiz biz insanoglunun atalarindan devraldigi bir genetik mirastir.

Prof. Dr. Metin Özbek