Toplumlarimizda uygulandigi haliyle bir siyasal antropoloji mümkün müdür? Böylesi bir girisimin getirebilecegi katki nedir? Yorumun her zaman mevcudiyetini duyurdugu ve bazen edimden bile önce geldigi bir alanda, kisi, kendi çagdaslarinin etnologu olmayi nasil becerir?
Bu kitabin, iki nedenle, cevap vermeyi amaçladigi sorular bunlardir. Öncelikle, günü-müzde modern toplumlarin antropolojisi, daha önce görülmedik bir gelismeye tanik ol-maktadir. Siyaset kadar karmasik alanlari ele almak için entelektüel mihenk taslariyla donanmis olmak zorunludur. Öte yandan siyasal temsiliyetin sahnelenme biçimleriyle ilgilenirken sorguladigimiz sey, iktidara ve egemenlige, yönetenler ile yönetilenler arasindaki iliskilere iliskin anlayislarimizin kendisidir. Eger, izledigimiz yolun sonunda, tümüyle baska bir ucundan siyaset felsefesinin ana temalarindan birine ulasiyorsak, bu hiç süphesiz bir rastlanti degildir. Bu, yurttaslik durumunu olusturan ve bireyin egemenliginin, kamuya ve temsilcilerine aktarimi temasidir.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade