Meryem'in Esrarı

O bir bilge...O bir kadin bilge...O, okurla bir iç ses gibi mirmir konusan, küçük hacimli metinlerini kafamizda ciltlerce büyüten bir bilge... O, felsefe, psikoloji, din ve hatta yoga; el attigi alan ne olursa olsun, bakislarini onlardaki cinsiyet iliskilerine çeviren ve dahasi onlara kadinligini dahil eden bir bilge... Batinin kültürel kodlarindaki erilligi her firsatta sorgulayan bir kadin bilge... Okurlar Luce Irigaray'i Türkçede ilk olarak Yeni Enerji Kültürü adli kitabiyla tanidi, sevdi. Meryem'in Esrari'nda bu kez Hiristiyanligi, Hiristiyanligin Meryem'e bakisindaki eril tavri sorguluyor Irigaray. Meryem'i sadece Ogul'u meydana getirmenin bir vasitasi olmaktan ibaret gören, onu kilise ayinlerinin kuytu köselerinde unutmaya mahk?m eden, onun kadinligini ve anneligini yadsiyan,bastiran geleneksellesmis erken egemen Hiristiyan tavrini mercek altina aliyor. 'Meryem'in suk?neti olumsuz bir sekilde yorumlaniyor diyor Irigaray, Hades'le zorla evlendirildikten sonra dudaklarini bir daha asla bitistiremeyen Persephone'nden bahsetmeden hemen önce bu olumsuz yorumlarin kaynagi, erkeklerin baskin oldugu Batili degerler. Fakat Meryem'in sessizligini farkli bir sekilde anlayabiliriz. Bu sessizligin nedeni, kendi mahremiyetini ifsa etmemek, kendisine olan sevgisini korumak olabilir. Bunlari, baskalarina ait olan sözlerde kaybetmemek için susmus olabilir.'