Avrupa, imparatorluklarin dagilmasiyla ulus devletlere dönüsür ve aydinlanmanin ardindan sanayi kapitalizmine geçerken Osmanli Imparatorlugu hep bir ümmet devleti olarak kaldi. Ne tam olarak aydinlanmaya girebildi ne de sanayi kapitalizminin getirdigi rüzgâri yakalayabildi. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasiyla aydinlanma ve sanayilesme atilimi gibi kazanimlar çikti ortaya. Ne var ki bunlar, toplumca bir çaba karsiligi elde edilmis kazanimlardan çok, ilerici bir kadronun getirdigi düzenlemelerdi. O nedenle de toplum tarafindan tam olarak sahiplenilmediler. Son yüz yilda ülkemizde yasanan sosyo-ekonomik evrim baslangiçta ileriye dogru olsa da sonradan çok daha karisik bir görünüm içine girdi. Bizde hiçbir zaman genis bir sanayi burjuvazisi olusamadi. Daha çok bir esnaf burjuvazisi olustu. Hiçbir zaman kapitalizm, ahbap-çavus kapitalizmini asamadi. Türkiye bazen Bati’ya bazen Dogu’ya, bazen ileriye bazen geriye dogru kararsiz bir denge içinde savrulup durdu. Bu kitap Türkiye’nin Osmanli’dan bu yana yasadigi bu karisik ve kararsiz degisimi degerlendirmeyi amaçliyor.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade