Öteden beri felsefe, bilimlerin çatisi olmaya layik görülmüs bir alan olmustur. Bu, bilimler konusunda parçaci yaklasimi benimsemis olan bugünkü anlayis açisindan çok degerli bir ilke gibi görünmese de konu bütüncül yaklasimla ele alindiginda dogru bir bakis açisidir. Çünkü bir medeniyetin geri kalmasi ya da gelismesi bütünlük arz eder. Bir yani geride bir yani ileride olmak üzere X alaninda geri kalmis Y alaninda ilerlemis bir medeniyetten söz edilemez.
Bütün alanlarda üretim önce zihinde baslar. Zihin faaliyeti ise, hangi konuda olursa olsun bir tür felsefedir. Bu nedenle aklin üretimi olan felsefeden uzak kalmak medeniyetleri geri biraktigi gibi, her alanin bir felsefesini olusturabilen medeniyetler, bu üretimlerden kendilerinin tercih ettikleri anlayislar dogrultusunda gelisme göstermislerdir. Kültür tarihinin derinliklerinde felsefeye genis yer ayrildigi zamanlarda güçlü medeniyetler kurulmustur. Insanlarin felsefeden uzaklasip, onun uzak durulmasi gereken bir alan oldugu anlayisini benimsedikleri dönemlerde ise medeniyet, bilim ve teknoloji sekteye ugramistir.
Öte yandan ister sosyal bilimler, ister fen bilimleri olsun her tür bilginin temelinde felsefe kendini göstermektedir. Daha dogrusu felsefeyle desteklenen bilimler güçlü olmakta, bu destegi reddeden veya bu destekten mahrum kalanlar gelisememektedir. Bu gerçeklik günümüzde daha iyi fark edildigi için biyoloji felsefesi, ahlak felsefesi, tip felsefesi, matematik felsefesi, kültür felsefesi gibi özel felsefi alanlar ortaya çikmistir.
Bütün bu felsefelerin baslangicinda ise Ilkçag felsefesi bulunmaktadir.
Çünkü düsüncenin geçmisi, gelecegi planlamada vazgeçilmezdir. Bunu dikkate alarak hem felsefeyi sevdirmek, hem de okunur bir hale getirmek için bu çalismayi hazirladik. Çok fazla ayrintiya girmeden ve anlasilir bir üslupla olusturdugumuz bu kitabin her yastaki ögrenme meraklisina faydali olacagi kanaatindeyiz.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade