Sümbül Kokulu Parfüm

Genç kadinin duydugu büyük üzüntüden dolayi yüzü allak bullak olmus, gözleri nemlenmisti; birkaç adim ilerledi, Renan’in önüne geldi. Basini kaldirdi, derinliklerinde büyük bir keder okunan gözleriyle Renan’in gözlerinin içine bakti, yumruk yaptigi elleriyle genç adamin gögsüne küçük darbeler vurmaya basladi, Aptal adam, niye hayatima girdin? Niye? Niye? dedi titrek bir sesle, bir yandan da agliyordu.

Gazetede gördügü bir ilanla degismisti kaderi Melda’nin, kendisini bir hastanenin içinde bulmus, tekdüze giden hayatinda yeni bir sayfa açilmisti. Artik hiçbir sey eskisi gibi olmayacak, bu hastanede en büyük askina rastlayacak, ama olaylar onu bambaska bir hayatin içine sürükleyecekti.

Sekip Altunkan’in ikinci romani olan Sümbül Kokulu Parfüm’de, bir zincirin halkalari gibi ardi ardina gelisen olaylar, derin bir ask iliskisi çerçevesinde anlatilmaktadir. Ilk sayfalarindan itibaren okuyucuyu saran kurgusu, Anadolu’dan, Avrupa, Amerika ve Afrika’ya kadar uzanmaktadir. Bu kitalarda yasanan toplumsal gerçekligin isigi altinda, suç örgütlerinin, modern hayatin, yoksullugun insan üzerinde yarattigi etkiye yakindan sahit olacaksiniz. Bu kitabi okurken resim sanatinin içinde dolasacak, yaban hayata sayginin önemini göreceksiniz. Temposu hiç düsmeyen olaylar sizi heyecandan heyecana sürükleyecek, kitabi bitirdiginizde etkisinden uzun süre kurtulamayacaksiniz.