Emanet Ahlakı Türk Ahlak Felsefesine Giriş

Türklügün kuvveti, geçmisindeki müktesebatindan kaynaklanir. Elbette insani vezir eden de rezil eden de hayati kavrayisi ve yasayisidir. Dün cihana vezir olan Türkler bugün niçin rezil durumdadir? Zihinlerimizde ne türden degisimler vuku buldu da biz bizlikten çikar olduk? Içine düstügümüz makûs talihten kurtulusun ilk adimi, dünü fark etmek, fark edileni kesfetmek, kesfedileni de yeniden insa etmektir. Bu is, öncelikle sosyal bilimcilerin, hassaten de felsefecilerin isidir. Bizde felsefe, birçok alanda oldugu gibi, birkaç asirdir batili bir yaklasimla yapilmaya çalisilir. Oysa biz doguluyuz. Buradaki dogu ve bati kavramlari, cografî belirlenimlerden daha ziyade zihniyet bakimindandir. Dogunun kalbi, Türklüktür. Türklügün son dönemlerde kafamizi karistiran bati çikisli irkçi algilayis ve düsünüsler ile bir alakasi yoktur. Çünkü bu çalismada Türklüge verilen deger, insanlikla ilgilidir. Insanlik evren içredir. Türk de zaman ve zemin baglaminda yasam biçimiyle insanliga kattigi degerle vardir. Bakisi, evrenseldir. Estetiktir. Etiktir. Eser, bin yildan öte Islam ile özdeslesen Türklügün birlik esasinda birliktelige uzanan yasam felsefesini ve ahlakini ilkçaglardan alarak batiyi olusturan düsünüse alternatif bir okuyusla temellendirme denemesidir. Yazarin çesitli dergi ve kitaplarda çikan bazi çalismalarinin arka planini ve dayanaklarini gösteren bir giristir. Türkün gönül felsefesinin “emanet ahlaki” olarak görünür olmasidir. Türk milleti, eskiden oldugu gibi, yeniden Bilge Kagan?a kulak vererek, „titreyip kendine gelmek? zorundadir. Kendine gelme, ancak manevi degerlerle temellendirilmis bir felsefe insa etmekle can bulabilecektir.