Bu kitap Gilles Deleuze’ün Kant üzerine derslerinin desifresinden hareketle vücut bulmus olsa bile, bir ögretmenin ögrencilerine belli bir dersi anlatmasindan çok daha öte bir kavrayisi ortaya çikarir. 1978’te Vincennes’deki seminerlerinde Deleuze dinleyicilerini (ve simdi okurlarini) bir düsünme sürecine katilmaya davet eder, bu Kant’i anlamaktan çok, Kant’in ritmini yakalamaya dair bir süreçtir. Böylece, üzerine çöken sisin dagilmasi suretiyle, Kant’in saskinlik verici mimarisini görmek mümkün olacaktir.
Bu, iki büyük filozofun, Deleuze ile Kant’in çocugu olan bir metinder. Kime hangi yönleriyle benzedigini saptamak ise Kant ve Deleuze okurlarinin kendi baslarina vermesi gereken bir karardir. Belki de en iyisi Deleuze’ün tavsiyesine uymak, Deleuze’ün anlattigi Kant’i veya Deleuze’ün Kant’i nasil anlattigini anlamaya çalismadan Kant anlatan Deleuze’ün ritmini yakalamaya çalismaktir.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade