Zeliha, hesapta son bohça çayi toplayacak, çay makaslarini yanina alacak, annesinin ardi sira alim yerine gelecekti. Genç kiz alelacele siktigi bohçayi annesinin sirtina yüklerken böyle söz vermisti. Oysa bir saatten fazla geçmis, Zeliha gelmemisti. Annesi Mukadder, gözlerini gökyüzüne çevirdi. Kirilgan bir günes, gri ile lacivert arasinda kararsiz kalan yüklü bulutlari, bulutlar da çayliklarda tek tük biten mandalina, hurma ve karayemis agaçlarini yalayip geçti.
Ismail Saymaz, Ovit Dagi’ni asmaya çalisanlarin, asip da hayata iyi kötü tutunanlarin izini sürmeye çagiriyor bizi. Bu iz boyunca çay tarlasindaki mevsimlik isçiye, tezgâhinin basinda sikintidan her seye ama her seye bahis tutan hamsiciye, Rus Pazari’nda orak çekiçli rozet satan Matmazel Loya’ya, seyhine ulasmak için rabitaya durup da onun yerine bir otel odasindan hatirladigi Olga’yi gören “sofi”ye rastlayacaksiniz. Karayemis agaçlarinin, çayliklarin arasindan kentin dar sokaklarina, ormanlari yagmalayip yapilan genis otoyollara...
Çay Güzeli, siyah beyaz fotograflarda baska renklerin de oldugunu gösteren hikâyeler.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade