Eminönü’nde bir hanin tarihi duvarlarini gönül galerisine dönüstüren çayci, Karaköy’ün karanlik arka sokaklarinda rastladigi ressama modellik yapan esrarengiz adam, Prag’da Vltava Nehri’nin kiyisinda ne kucaklasabilen ne de ayrilabilen sevgililer, Besiktas’ta bir meyhanede Cici Bey’in gözlerinin içine bakarak “Sev beni!” diye haykiran plaza kadini, Fransa’nin güneyinde bir plaj saldalyesinde dinlenirken beyaz giysili bir adamdan ölüm daveti alan mösyö, aslinda zarif biri oldugunu çocuklarla köpeklerden baska kimsenin bilmedigi mezarci... Önce fotograf kareleri ile karsimiza çikiyor, sonra da çarpici öyküleri ile okurun ruhunda derin izler birakiyor. Kareli Öyküler, gölgede kalmis karakterleri, sokaklari, nesneleri incelikle gün yüzüne çikariyor. Fotografin gerçekligiyle edebiyatin olasiliklarini iç içe geçirerek modern zamanda insan olmanin türlü hallerini ortaya koyuyor. Siradan bir yasam karesini bile mutlaka bizim duygularimizi harekete geçirecek ve bize gündelik yasamin harikaligini hatirlatacak bir öyküye dönüstürüyor
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade