Gömülü Şamdan

Gömülü Samdan, Yahudiligin kutsal emanetleri arasinda yer alan ve ait oldugu topraklardan koparilan Menora’nin, Yedi Kollu Samdanin yolculugunu öyküler. Tarih boyunca Kudüs’ten Babil’e giden, tekrar Kudüs’e dönen, Titus tarafindan Roma’ya götürülen, Roma’dan Vandallar tarafindan kaçirilarak Kartaca’ya sürüklenen bu kutsal emanet, günün birinde Konstantinopolis’te yeniden ortaya çikar. Mucizeye inanan ve ömrü boyunca bu Ani bekleyen Benyamin Marnefes, samdani ait oldugu topraklara geri döndürmek üzere Bizans’a gider.

Çünkü: Umut hep vardir. Menora’nin bu uzun yolculugu, Stefan Zweig’in öyküsünde Yahudilerin yüzyillardir süregelen diaspora hayatiyla özdeslesir. Gömülü Samdan salt bir kutsal emanetin degil, ayni zamanda bir halkin da kader yolculuguna isik tutar.