Yazar bu çalismasinda, tarihin bir kesiti olarak günümüz dünyasini anlamanin en tutarli ve kapsamli yolunun, bir tarih felsefesine sahip olmak oldugunu ileri sürmekte ve tüm sosyal bilim çalismalarinin açik veya örtük olarak bir tarih algisi içerdigini savunmaktadir. Insan bilincini sekillendiren bu tarih algisinin nasil olustugunu arastirmakla baslayan bu çalisma, ayni zamanda iktisat teorisinin ve daha da özel olarak ekonomik büyüme teorisinin de bu tarih içerigine sahip oldugu savunulmaktadir. Diger taraftan çalisma, kavramlara, kendine özgü bir kavrayis getirmeyi denemektedir. Bunun temel nedenini ise, sosyal bilim kavramlarinin dinamik bir karaktere sahip oldugunu ve eger bu dinamik süreç –tarih felsefesi ile anlasilabilirse, kavramlarin ve olgularin nasil degistiginin anlasilabilecegini iddia etmektedir. Tüm bu sürecin ikti-sat politikalari üzerindeki etkilerinin, günümüzde, insanlarin ekonomik büyüme kavramini kabullenislerini ve bunun sosyal sonuçlarini arastirmaya koyulmaktadir. Böylelikle, tarih felsefesi temelinde makroekono-miye ve günümüz dünyasina iliskin bazi temel önermeler üretmeyi denemektedir.
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade