“Yikarak yapmaktan söz ediyorum, çünkü genelde ‘ilerici', ‘öncü', ‘avangart' gibi sifatlarla anilan pek çok kisi ve yönelim, eskileri gözden çikaramayan, hatta onlari çagdas olani gerekçelendirmek için hikmet deposu gibi kullanan argümanlar dile getirdiler. Sonuçta bunlarin tümü bir tür zombi üretimi. Bu kitap iste o zombileri, o yasayan ölüleri teshis etmeye ve tartismaya yönelik bir çaba.
“Anarsi terimini kullaniyorum, çünkü mimarlik bilgi alaninda egemen iktidar yapilarini –söylemleri, önyargilari, stereotipleri, inançlari– sorunlastirmak istiyorum. Onlarin çok zayif düsünce konstrüksiyonlari olusturduguna inaniyorum. Iktidarlarini da paradoksal olarak o zafiyetlerine borçlular. Bunlara inanilir, ikna olunur ve söylemsel ve/veya tasarimsal pratiklerde bulunmaya fütursuzca devam edilir. Iman edilmekten vazgeçilseydi tüm bir düsünsel konstrüksiyonun alti oyulacak, zeminsiz kalinacakti.
“Çok daha önemli hedefim ise mimarlik söylemlerinde gizli totalitarizm. Mimarlik düsüncesinin çogu metninde dünyanin mimarin kisisel becerisiyle cennet kilinabilecegi gibi totalitaryen bir beklentiden söz edilir ve çogu zaman bundan hiç rahatsizlik duyulmaz. Böyle bir inanç aslinda, tasarlayan öznenin vehmedilmis iktidarindan çok, siyasal otoritenin denetimsiz gerçek iktidarina uzanan kanala su tasiyor. Diktatoryel iddialarin mesrulastirilmasi imkânlarini ortaya koyuyor. Söyle de diyebilirim: Mimarin tasarimsal iktidari ile siyasal yöneticinin toplum mühendisligi yapma iktidari arasindaki mesafe çok kisa. Her ikisi de toplumsallik üzerinde kurulmasi amaçlanan bir diktaya özlem duyuyor.”
- Ugur Tanyeli
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade