Edebiyat bazen bir hastaliktir: Tedavisi yine kendisi olan bir hastalik.
Ne var ki etkisi herkeste farklidir bu hastaligin. Örnegin Montano, artik yazmayi birakan yazarlara dair romanini bitirdikten sonra tek bir cümle bile kuramaz olur. Ona yardim etmek isteyen babasi içinse gerçek hayat ve edebiyat birbirine girmistir zaten. Sehirler ciltlere, günler sayfalara ve sahsi anilar edebi anektodlara karisir. Her sey o denli birbirine girer ki, muzdarip oldugu derdi anlatan yazarin romaninda türler bile iç içe geçer. Anlaticimizin satirlari yer yer günlüge, biraz aniya ve çokça felsefi ve edebi spekülasyona bulandiktan sonra siki bir alintilar antolojisine dönüsebilecekken unutulmaz bir okuma tecrübesi sunan sira disi bir romana dönüsür.
Labirentleri, göndermeleri ve tüm bunlara ragmen canliligini hiç kaybetmeyen kurgusuyla Montano Hastaligi, “Borges'in yirmi birinci yüzyilda en çok sevecegi roman” olarak da tanimlaniyor.
Montano Hastaligi'ni Seda Ersavci Ispanyolca aslindan çevirdi.
Vila-Matas'i sahsen tanimiyorum, tanismayi da düsünmüyorum. Onu okumayi ve yazdiklarinin beni ele geçirmesini tercih ederim.
- Pedro Almodóvar
Modern Ispanyol romaninda bir benzeri daha yoktur Matas'in.
- Roberto Bolaño
Vila-Matas yasayan en önemli Ispanyol yazardir.
- Bernardo Atxaga
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade