Keşke Unutsam

“Elinde tutmus¸ oldug?un kitabi bir kuzgun yazdi. Kapakta adi gec¸en kadin, ben dosyami kafamda tamamlayinca yaziya do¨kme konusunda bana yardimci oldu, o kadar. Emsalim olmadig?i ic¸in adimi kapag?a yazamazlarmis¸, o¨yle dediler. Ben bu ‘emsalsizlig?i’ iltifat olarak kabul ettim efendim ve, ‘Peki tamam, kadinin adi olsun!’ dedim. Bu sebeple kapakta Kadinin Adi Var.”

Kuzgun.

Geçirdigi kaza sonrasi hafizasini kaybeden bir kadin, komadan yeni çikan bir adam ve yillar yili hastanenin bahçesinde binbir hikâyeye sahitlik eden bir Kuzgun’un yedi gün, yedi renk macerasina hos geldiniz! I?nsanlar birbirleriyle tanis¸irken o¨nce isimlerini so¨ylerler, sonra ellerini uzatip tokalasirken, “C¸ok memnun oldum,” derler. Peki bu istes eylemin taraflari kim olduklarini, geçmislerini, hatta isimlerini dahi hatirlamiyorlarsa? Onlar ortak kaderlerine aglamak yerine bunu, hatirlamalarina yardimci olacak eglenceli bir oyuna çevirmeye karar verirler: “Senler ve Benler Oyunu.” Her gün ayni bankta, ayni saatte bulusup baska yasamlara, geçmislere dahil olurlar.

Oyuncu ve yazar Bihter Dinçel toplumsal hafizanin süzdügü tortularin izinde, “neyi”, “nasil” hatirladigimizi irdeliyor. Incelikli üslubuyla rotasini hepimizin hatirladigi, tanidik bir geçmise kiriyor ve kirilmis hayallere, tamiri mümkün yaralara, hakkiyla yasanamamis asklara hak ettikleri itibari iade ediyor. Eski ve yeninin, hatirlamak ve unutmanin harmonisinin basrolde oldugu Keske Unutsam’in tesirli kurgusu, okurunu sonu baska baslangiçlara gebe bir maceraya davet ediyor.