Şık

Sik, Türk edebiyatinin önemli kalemi Hüseyin Rahmi Gürpinar’in yazdigi ilk romandir. Bu eser, ilk olarak Tercüman-i Hakikat’te tefrika edilir ardindan kitap olarak basilir.

“Bu ‘Sik’ hikâyesindeki Satirzade Söhret Bey de kendisinden 17 sene sonra dogan ‘Sipsevdi’ kahramani Meftun Bey’in nüvesidir.”

“Ey okuyucu! Sik’in bu cehaletini, bu ahmakligini romancinin hayalinde vücut bulmus bir abarti olarak görmeyiniz. Ben bu satirlari sirf hayalimden yazmiyorum. Modelim, görüp isittigim hakikatlerdir. Bu hakikatlere tesadüfümde ben de süphe ettim. Fakat mihenge vurdum.

Dogru buldum. Hayal ne kadar hayal olsa yine az çok hakikatten dogar. Hakikati hayalden, hayali hakikatten ayirmak kudretinin kazanilmasi pek çok akillica tecrübelere baglidir. Dolayisiyla hakikate benzer çok hayaller, hayale benzer çok hakikatler bulundugunu hiçbir vakit dikkat ve muhakeme gözünden uzak tutmamalidir.”

“Okuyunuz efendim, okuyunuz. Gençligimin ihtiyarligimdan çok neseli ve daha güldürücü oldugunu göreceksiniz… Çünkü ben bile kendi kendime bayila bayila güldüm.”