Ölüler Nasıl Düşler

Kaybolup gidenlerin, insanligin sorumsuzca katlettigi hayatlarin dünyasina sürükleyici bir yolculuk.



Ölüler Nasil Düsler girisimcilik, hirs, basari üzerine kurulu degerler sistemine çocuklugundan beri adapte olmus, bildigi yolda emin adimlarla ilerleyen T.’nin altüst olus hikayesi. Hayati trafik kazasinda bir tilkinin ölümüne sebep olmasiyla kesintiye ugrayan T. tilkinin cansiz bedeninde salinan kizil kuyrugunun pesinden kosarken, sahip oldugu her seyi sorgulamaya baslayacak ve ne yaparsa yapsin bir türlü yakalayamadigi aidiyet hissini yabanin issizliginda ve tekinsizliginde bulacaktir.



“Unut binalari, abideleri. Karanligin uysalligina, yildizlarla gezegenler arasindaki onca isik yilina birak kendini. Sehirler insan eseriydi ama o sehirlerin öncesiyle sonrasindaki, üstündeki, altindaki, etrafindaki dünya, uyuyan bir devin düsüydü; oralarda uyuyup düs gören ezeli ve ebedi tanrinin, onun tecellisinin düsüydü. Hayatin özünde, atomda veya enerjide evreni düsleyen sey her neyse, ondan evrimin mucizeleri fiskiriyordu...



Öyle bir canli çesitliligi ki istediginde vakur istediginde öfkeli, hareketleri hem kibar hem de dehsetengiz, adeta ilahi göklerin tecellisi... insan akli asla tamamina vâkif olamayacakti, olmamaliydi da. Zaman ilerledikçe düzlüklerden daglar yükseldi, sonsuz sevgiyle mucizeler çogaldi. O mucizeler hayvanlardi.”