“Eh!” dedi. “Siz bana nasil yasadigimi soruyorsunuz! Biz burada nasil yasayabiliriz? Yasamiyoruz ki, ihtiyarliyoruz, sismanliyoruz, sönüp gidiyoruz. Birbirinden ayirt edilmeyen günler ve geceler, sönük, anlamsiz, en küçük bir iz birakmadan geçip gidiyor. Gündüz para kazanmak, aksamlari kulüp, katlanamadigim kumarcilar, içkiciler, kisik sesliler toplulugu. Bunun neresi iyi?”
“Ioniç”ten
Bize okuma yazma degil, tinsel yetenekleri açiga vurmak için özgürlük gerek. Okullar degil, üniversiteler gerek.
“Asma Katli Ev”den
Benim bütün hastaligim, yirmi yilda bütün kasabada bir akilli insan bulabilmem ve bu buldugum kisinin de bir deli olusudur.
“Altinci Kogus”tan
Matematik derslerinde bazen can sikintisindan hava bile donup buz hâline gelirken bahçeden sinifa bir kelebek uçarak girer; çocuklar baslarini kaldirir, uçan seyi, kelebek degil de yeni, acayip bir yaratikmis gibi, merakla seyretmeye baslar; iste tipki bunun gibi, bizim can sikici küçük istasyona düsen bayagi bir sampanya da bizi eglendiriyordu. Konusmadan oturuyor, kâh saate, kâh siselere bakiyorduk.
“Sampanya”dan
Tasra Hikâyeleri, Çehov'un sadece mekân degil, bir ruh, bir karakter olarak ele aldigi tasrayi, çesitli sekillerde sergiledigi hikâyelerden yapilmis bir seçki, bir okuma önerisidir.
Hasan Âli Ediz'in güzel Türkçesi ile…
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade