Biz Hep Şatoda Yaşadık

Dünyadan gizlenerek yasayan iki kiz kardes ve gölgesini geçmisten bugüne, onlarin üzerine düsüren gizemli bir olay... Usta yazar Shirley Jackson, bu kisa ve mücevher misali piril piril romanda ters köselerle örülü bir öykü anlatiyor, okura tuzaklar ve yanilsamalarla dolu bir zemin sunuyor. Biz Hep Satoda Yasadik, inisleri ve çikislari, anlatimdaki mahir siçrayislariyla Shirley Jackson’in dehasini ortaya koyuyor; üstelik karsilasacaginiz en tuhaf ve cazip roman kahramanlarindan biriyle, Merricat ile tanismanizi sagliyor. Merricat, onu mahvedecek hakikatlerin karsisinda hayallerinin sayesinde dimdik duruyor, ne ki bazi hayaller, kabuslarla koyun koyuna uyuyor.

Bugün Stephen King’den Neil Gaiman’a degin pek çok çagdas yazarin ilham kaynaklari arasinda andigi Shirley Jackson, Amerikan Gotigi’nin klasiklerinden sayilan Biz Hep Satoda Yasadik ile anlatici olarak ustaligini gözler önüne seriyor ve kiz kardeslige dair unutulmayacak bir metne imza atiyor. Dogada hiçbir sey yoktan var olmuyor ve saraylarin enkaza, hayallerin hezeyana dönmesi için bir an yetiyor; geriye kala kala biraz toz, belki biraz da kül kaliyor. En ölümcül zehirler, tipki en kuvvetli tilsimlar gibi insan yüreginde büyüyor ve hiçbir yer, ama hiçbir yer insanin evi gibi olmuyor.