Yalnız Hatta Yapayalnız

Sevilmemislerin ve çok üzülmüslerin tedirginligi vardi onda.

“Ah be Sait...” dedi Mina Urgan. “Kendini yalnizliga mahkûm etmissin sen. Sevdigin kadinlar bile seni daha fazla yalnizlastirmak için hayatindalar. Paylasmak için degil, savasmak için seviyorsun onlari. Kendinden alamadigin intikami, onlar alsin istiyorsun. Bu sevmek degil ki...”

Içi de, disi da yaraliydi Sait’in. Havanin degdigi her yeri zonk zonk atiyordu. Ayaga kalkmayacagini düsündü bir an. Fena halde basi dönüyordu.

“Haklisin...” dedi. “Sevmekten anladigim sey bambaska...”
* * *
YALNIZ HATTA YAPAYALNIZ büyük hikâyeci Sait Faik Abasiyanik’in sikiyönetim mahkemeleriyle, sivil polislerle, ucuz Rum kizlariyla, büyük asklarla, derin yalnizliklarla, meyhane masalariyla, kiraathanelerle, arka sokaklarla, denizle, martilarla, balikçilarla, sigara dumaniyla, hayal kirikliklariyla ama en çok da yazma tutkusuyla dolu, naif anlatimli, sürükleyici bir dönem kitabi...
Okurken elinizden birakamayacaginiz, Sait Faik Abasiyanik’i yeniden kesfedeceginiz, 1940’li yillarin siyasi havasini derinden koklayacaginiz, sürükleyici kurgusuna kapilip gideceginiz bir roman...