Bir anlatim tekniginin digerinin sinirlarini belirledigi, bir temanin digerine tesir ettigi, kendi heyecan verici mantigina göre isleyen bir romandir Parma Manastiri. Stendhal’in yedi hafta gibi kisa bir sürede yazip bitirdigi, Balzac’in üst üste birkaç kere okudugunu belirttikten sonra “en müthis Fransiz romani” diye niteledigi kitap, aristokrat del Dongo ailesinin genç üyesi Fabrice’in hikâyesini anlatiyor. Yakisikliligiyla çevresindeki kadinlari etkisi altina alan idealist Fabrice, büyük bir heyecanla Waterloo Savasi’na katilsa da alinan yenilgi sonrasi Italya’ya geri dönmek zorundadir… Hayat onu, savas meydanindan hapishaneye, manastirdan saraya uzanan sira disi bir yolculugun kahramani yapacaktir.
“… Fabrice, bu kadar uzun bir yol boyunca sediola’ya bagli kaldigindan, kaskati kesilmisti; dört jandarma onu kaldirmis, tutuklama tezkeresinin yazildigi büroya götürüyordu. Demek su ünlü Fabrice del Dongo elime geçti, dedi kibirli müdür, Parma kibarlar dünyasi, yaklasik bir yildir, yalniz onunla ilgilenmeye yemin etmisti sanki.”
Güvenli Ödeme
Hızlı Teslimat
Kolay İade